canvade
Yeni Üye
Diz altı bölgelerindeki renk değişimi değerli olabilir
Kalbimizden en uzakta yer alan bölge olması niçiniyle, bacaklarımızın dizaltı kısımları ve bilekler, sirkülasyon problemlerinin genelde birinci belirti vermeye başladığı alanlardır. Bacakların, kalp ve akciğerlere aralığı haricinde, venler (toplardamar) ortasındaki kanı yer çekiminin aykırı istikametinde, aşağıdan üste pompalama üzere güç bir nazaranvleri de vardır. Bacaklardaki venlerin ortasında yer alan ve tek taraflı çalışan kapakçıklar bozulmaya başladığında, ayak cildimizde bundan etkilenebilir. Bilek ve alt bacakta ‘staz dermatiti’ ismi verilen renk değişikliği, olağan yaşlanma sürecinin bir kesimi değildir. Peş peşe kendini gösterebilecek bir dizi önemli sorunun da birinci belirtisi olabilir.
Venlerde yetersizlik problemleri başlatır
Cilt renginde değişiklik başlamadan, ayak bileklerinizde vakit zaman şişlik olduğunu büyük olasılıkla fark edersiniz. İsmini ‘şişlik’ olarak koymasanız dahi, çıkarttığınız çorapların lastik izlerinin daha bariz olduğunu gözlemlersiniz. Genelde bu durum, uzun saatler oturduğunuz yahut hareketsiz olarak ayakta durduğunuz günlerde daha fazla dikkatinizi çeker. Çünkü yürüdüğümüz sürece baldır / alt bacak kaslarını çalıştırırız. Bu adaleler, yarattıkları kasılıp-gevşeme ile içlerinde yol alan venlerin üzerinde, aşağıdan üste, adeta bir masaj tesiri oluştururlar. Hareketsiz kaldığımızda, kirli kan göllenme eğilimi gösterir ve venlerin ortasındaki kapakların üstündeki basınç artar. Şiş ayak bilekleri, bu sıvı toplanmasının bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir.
Bir damar hastalığı: Venöz yetmezlik
Bozulan ven kapakçıkları ve bu niçinle kirli kanın kalp ve akciğerlere iletilememesi, ‘kronik venöz yetmezlik’ ismi verilen bir damar hastalığını doğurur. Bu durum kelam konusu olduğunda, ayak bileklerinde kırmızı, mor, kahverengi yahut sarı cilt renklenmesi karşımıza çıkar. Diz altındaki tüylerde kayıp ve bileklerde kalınlaşma olabilir. Bölge kaşıntılı, kimi vakit de ağrılı olabilir. Bacağın başka alanlarında birkaç mm’den kalın spagetti görünüşlü olanlara dek değişik çap ve manzarada damarlar belirebilir. Uzun mühletler oturduğunuz yahut ayakta durduğunuzda bacaklarda yük yahut dolgunluk hissi tabir edilir. vakit içinde tablo berbatlaşabilir ve cillte daha değerli hasarlar kendini gösterir. Kuru, çatlak deri ve sonuçta ağrılı ‘ülser’ler (yara) ortaya çıkar. Kronik venöz yetmezlik, staz dermatiti’nin tek sebebi değildir. Bacakta gerçekleştirilen ameliyatlar, ayak bileğine olan travmalar, derin venlerde pıhtı (‘DVT’) gibisi sirkülasyon problemleri yahut kalp yetersizliği de bu durumu doğurabilir.
Risk altında olabilirsiniz
Bazı bireyler staz dermatiti açısından daha yüksek risk grubundadırlar. Bayanlar, 50 yaşın üstündekiler, fazla kilolu olanlar, yüksek tansiyon hastaları, hareketsiz bir yaşantı sürenler, bir sirkülasyon sorunu olanlar, böbrek hastaları ve hormon içeren ilaçlar kullananların bu bahiste kesinlikle hassas olmaları gerekir. Bacaklarınızda diz altı bölgede ve ayak bileklerinde renk değişimi fark ederseniz bunu hafifçee almadan bir uzman tabibe danışmakta yarar vardır.
Kalbimizden en uzakta yer alan bölge olması niçiniyle, bacaklarımızın dizaltı kısımları ve bilekler, sirkülasyon problemlerinin genelde birinci belirti vermeye başladığı alanlardır. Bacakların, kalp ve akciğerlere aralığı haricinde, venler (toplardamar) ortasındaki kanı yer çekiminin aykırı istikametinde, aşağıdan üste pompalama üzere güç bir nazaranvleri de vardır. Bacaklardaki venlerin ortasında yer alan ve tek taraflı çalışan kapakçıklar bozulmaya başladığında, ayak cildimizde bundan etkilenebilir. Bilek ve alt bacakta ‘staz dermatiti’ ismi verilen renk değişikliği, olağan yaşlanma sürecinin bir kesimi değildir. Peş peşe kendini gösterebilecek bir dizi önemli sorunun da birinci belirtisi olabilir.
Venlerde yetersizlik problemleri başlatır
Cilt renginde değişiklik başlamadan, ayak bileklerinizde vakit zaman şişlik olduğunu büyük olasılıkla fark edersiniz. İsmini ‘şişlik’ olarak koymasanız dahi, çıkarttığınız çorapların lastik izlerinin daha bariz olduğunu gözlemlersiniz. Genelde bu durum, uzun saatler oturduğunuz yahut hareketsiz olarak ayakta durduğunuz günlerde daha fazla dikkatinizi çeker. Çünkü yürüdüğümüz sürece baldır / alt bacak kaslarını çalıştırırız. Bu adaleler, yarattıkları kasılıp-gevşeme ile içlerinde yol alan venlerin üzerinde, aşağıdan üste, adeta bir masaj tesiri oluştururlar. Hareketsiz kaldığımızda, kirli kan göllenme eğilimi gösterir ve venlerin ortasındaki kapakların üstündeki basınç artar. Şiş ayak bilekleri, bu sıvı toplanmasının bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir.
Bir damar hastalığı: Venöz yetmezlik
Bozulan ven kapakçıkları ve bu niçinle kirli kanın kalp ve akciğerlere iletilememesi, ‘kronik venöz yetmezlik’ ismi verilen bir damar hastalığını doğurur. Bu durum kelam konusu olduğunda, ayak bileklerinde kırmızı, mor, kahverengi yahut sarı cilt renklenmesi karşımıza çıkar. Diz altındaki tüylerde kayıp ve bileklerde kalınlaşma olabilir. Bölge kaşıntılı, kimi vakit de ağrılı olabilir. Bacağın başka alanlarında birkaç mm’den kalın spagetti görünüşlü olanlara dek değişik çap ve manzarada damarlar belirebilir. Uzun mühletler oturduğunuz yahut ayakta durduğunuzda bacaklarda yük yahut dolgunluk hissi tabir edilir. vakit içinde tablo berbatlaşabilir ve cillte daha değerli hasarlar kendini gösterir. Kuru, çatlak deri ve sonuçta ağrılı ‘ülser’ler (yara) ortaya çıkar. Kronik venöz yetmezlik, staz dermatiti’nin tek sebebi değildir. Bacakta gerçekleştirilen ameliyatlar, ayak bileğine olan travmalar, derin venlerde pıhtı (‘DVT’) gibisi sirkülasyon problemleri yahut kalp yetersizliği de bu durumu doğurabilir.
Risk altında olabilirsiniz
Bazı bireyler staz dermatiti açısından daha yüksek risk grubundadırlar. Bayanlar, 50 yaşın üstündekiler, fazla kilolu olanlar, yüksek tansiyon hastaları, hareketsiz bir yaşantı sürenler, bir sirkülasyon sorunu olanlar, böbrek hastaları ve hormon içeren ilaçlar kullananların bu bahiste kesinlikle hassas olmaları gerekir. Bacaklarınızda diz altı bölgede ve ayak bileklerinde renk değişimi fark ederseniz bunu hafifçee almadan bir uzman tabibe danışmakta yarar vardır.