Gotik Çizgide nefret cümleleri, Nardini: “Kalitesiz ve korkakça hareket”

Sevilay

Yeni Üye
meclis üyesi Nardini, S. Anna di Stazzema’da

“Carrara gibi bir şehrin ve Toskana gibi bir bölgenin tarihini ve değerlerini rencide eden sefil ve korkakça bir hareket.
Burada Nazi-faşist kusmaya, homofobiye, ırkçılığa, ayrımcılığa, nefrete ve şiddete yer yoktur ve asla olmayacaktır”.
Alessandra Nardini, Parmignola deresinin kıyısına yakın Marina di Carrara’da son günlerde Gotik çizginin duvarında ortaya çıkan çok sayıda inkarcı, ırkçı, homofobik ve kışkırtıcı nefret yazılarıyla ilgili olarak eğitim ve hafıza kültürü meclis üyesi. Özellikle kırmızıyla yazılmış bir yazıt, 12 Ağustos’ta Bölgeyi temsilen Nardini’nin de katıldığı bir törenle yıldönümü kutlanan Sant’Anna di Stazzema katliamını yalanlıyor.
“Kendimizi tanıdığımız değerler Direniş’in değerleridir, bunlar anti-faşizm, demokrasi, özgürlük, eşitlik, fırsat eşitliği, dayanışmadır. Okullarımızda genç nesillere aktarmaya çalıştığımız değerler bunlardır. Toskana, Emilia Romagna ile birlikte, o kanlı 1944 yazının en acılı topraklarından biriydi ve sadece birkaç gün önce Sant’Anna di Stazzema’da Bölgeyi temsil ettim. Belli ki bu yazıların yazarı veya yazarları o yeri hiç ziyaret etmemiş. Naziler, işbirlikçi faşistlerle birlikte o dağlarda tarihin en iğrenç ve en utanç verici sayfalarından birini yazdılar. İnkar ve revizyonizme yer olamaz. Bu bağlamda, ülkemizde hüküm süren bu pozisyonların meşrulaştırılması veya bazen küçümsenmesi ile ilgili iklimden endişe duyuyorum.
Faşizmin ve Nazizmin yirmi yılının karanlık sayfalarını asla unutmayan bir coğrafyayız ama kökeninden şüphe duymadığımız Bologna katliamını ve Floransa canavarının sayfalarını da asla unutmadık. acı ve korku”

Duvarın çeşitli yerlerinde Patrick Zaki’ye şiddeti teşvik eden yazılar ve “maymun” olarak tanımlanan limanlarımıza gelen göçmenlere yönelik kuruntulu sözler yer alıyor. Değerlendiricinin kesin kınaması şu noktalarda da geldi:
“Patrick Zaki için aylardır nefesini tutan, Giulio Regeni için hakikat ve adalet istemeye devam eden bir coğrafyayız.
Gururla anti-faşist bir bölgeyiz, gururla bir haklar ülkesiyiz: Toskana’da Serie A ve Serie B’den insanlar, aşklar, aileler yok; Toskana’da hiç kimsenin cinsiyeti, toplumsal cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsel kimliği, dini inancı, ten rengi, kökeni, engelliliği nedeniyle ayrımcılığa uğramaması için mücadele ediyoruz.
Gururla karşılayan ve destekleyen bir bölgeyiz ve bu bağlamda, gönüllülük dünyasıyla ve bu alanda faaliyet gösteren tüm gerçeklerle birlikte, Carrara ve Livorno şehirlerine ve ilgili belediye yönetimlerine teşekkür etmek istiyorum. böyle tanımlanabilecek bir yaşam arayışıyla limanlarımıza gelenleri karşılayarak sıra dışı bir örnek.
Burası Carrara, burası Toskana”.