Işi̇d Sünni Mi ?

Duru

Yeni Üye
IŞİD Sünni mi?

IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti), son yıllarda dünya çapında geniş bir dikkat çeken terör örgütlerinden birisidir. 2014 yılında, Irak ve Suriye’deki geniş topraklarda kendisini "halifelik" olarak ilan etmesiyle dünya gündemine oturmuştur. IŞİD’in ideolojisi, yapısı ve dinî görüşleri hakkında pek çok soru bulunmaktadır. Bunlardan biri de, "IŞİD Sünni mi?" sorusudur. Bu yazıda, IŞİD’in ideolojik yapısına ve dini duruşuna dair bu tür sorulara yanıtlar arayacağız.

IŞİD ve Sünnilik Arasındaki İlişki

IŞİD’in Sünni olup olmadığı sorusu, örgütün yaptığı eylemler ve ideolojisiyle doğrudan bağlantılıdır. IŞİD, Sünni İslam’ın aşırı bir yorumu olan Vahhabilik akımını takip eder. Vahhabilik, 18. yüzyılda Arap Yarımadası'nda doğmuş ve günümüzde özellikle Suudi Arabistan’da egemen olan, oldukça katı ve reformcu olmayan bir Sünni mezheptir. Bu bakımdan, IŞİD’in Sünni olduğu söylenebilir, ancak bu, her Sünni müslümanın IŞİD’in ideolojisini ve eylemlerini desteklediği anlamına gelmez.

IŞİD, Sünni dünyasında kendi "doğru" görüşlerini yaymaya çalışırken, Sünni İslam’ın geleneksel anlayışlarını da ciddi şekilde sorgulamaktadır. Örgüt, kendisine karşı çıkan Sünni İslam alimlerini ve müslümanları da hedef almış, onları "kâfir" veya "münafık" ilan etmiştir. Bununla birlikte, IŞİD, Sünni İslam’ın temel ilkelerine dayansa da, bu öğretileri aşırı şekilde yorumlamakta ve selefi akımlarının etkisi altında radikal bir ideoloji geliştirmektedir.

IŞİD ve Şiilik: Sünni-Şii Çatışması

IŞİD’in Sünni mi yoksa Şii mi olduğu tartışması, özellikle mezhebi farklılıklarla alakalıdır. IŞİD, Şiilere karşı amansız bir düşmanlık beslemekte ve onları "kâfir" olarak ilan etmektedir. Bu, özellikle Irak ve Suriye’deki mezhebi çatışmaların temel dinamiklerinden birini oluşturur. IŞİD, Şii müslümanları hedef alarak onları sistematik bir şekilde öldürmüş ve Şii camilerini bombalamıştır.

IŞİD’in Şii düşmanlığı, yalnızca bir dini tercih meselesi değil, aynı zamanda siyasi bir strateji olarak da anlaşılabilir. Şii İslam’ı, özellikle İran ve Suriye’deki rejimlerle ilişkilendirilen bir ideoloji olarak görülür. IŞİD, bu mezhebi ve ona bağlı güçleri tehdit olarak görerek, kendi "halifeliğini" kurma yolunda Sünni müslümanları da Şii rejimlere karşı savaşa çağırmıştır.

IŞİD’in İslam’a Yaklaşımı: Radikal Selefizm

IŞİD, Sünni İslam’ın sadece bir mezhep olarak değil, İslam’ın "gerçek" biçimi olarak görüyor. Bu noktada, Selefizm akımının etkisi büyüktür. Selefizm, İslam’ın ilk üç kuşağının (selef) uygulamalarına dönüşü savunan ve tüm yenilikleri reddeden bir düşünce sistemidir. Selefiler, İslam’ı yaşamanın en doğru yolunun, Peygamber Muhammed’in ve sahabelerinin yaşamını birebir takip etmek olduğunu iddia ederler.

IŞİD de, Selefi İslam’ın radikal bir yorumu olan bu görüşleri benimsemektedir. Örgüt, İslam’ın doğru anlaşılmadığını ve yanlış bir şekilde uygulandığını savunarak, kendi görüşlerini doğru İslam olarak tanıtmaktadır. Bu, IŞİD’in ideolojisinin radikal ve aşırı bir biçimde şekillenmesine yol açmıştır. IŞİD’in "halifelik" iddialarını da bu bağlamda ele almak gerekir; IŞİD, tüm Müslümanların sadece kendi liderliğine bağlı kalması gerektiğini ve bu liderliğin de (halife) sadece kendi üyelerinden biri olabileceğini savunur.

IŞİD’in "Sünni" Kimliği ve Küresel Tepkiler

IŞİD’in Sünni kimliği, dünya çapında hem Sünni müslümanlar hem de diğer toplumlar arasında büyük tepkilere yol açmıştır. Sünni dünyasında, IŞİD’e karşı ciddi bir karşıtlık vardır. Birçok Sünni alim ve lider, IŞİD’in şiddetini, mezhepçi bakış açılarını ve insan haklarına aykırı uygulamalarını kesin bir şekilde reddetmiştir. Suudi Arabistan, Türkiye, Ürdün gibi ülkeler, IŞİD’i terör örgütü olarak tanımış ve buna karşı mücadele etmiştir.

Ayrıca, Sünni müslümanların büyük bir kısmı, IŞİD’in Sünni kimliği üzerinden yapılan yanlış genellemeleri de kabul etmemektedir. IŞİD’in şiddet içeren ideolojisi, tüm Sünni müslümanlar tarafından kabul edilmez ve bu durum, Sünni dünyasında ciddi bir bölünmeye neden olmuştur.

IŞİD’in "Halifelik" İddiası ve Sünni Toplumda Reaksiyon

IŞİD’in halifelik ilanı, Sünni müslümanlar arasında büyük bir tartışma yaratmıştır. Halifelik, İslam tarihinin başlangıcından itibaren önemli bir kavramdır ve genellikle bir toplumun liderliği olarak anlaşılır. Ancak, IŞİD’in halifelik iddiası, pek çok İslam alimi tarafından geçersiz sayılmaktadır. Geleneksel İslam anlayışında, halife seçimi belirli bir süreçle yapılır ve bu seçim halk tarafından kabul edilir. IŞİD ise, bu süreci hiçe sayarak, kendi liderini "halife" ilan etmiştir. Bu durum, geniş bir muhalefetle karşılanmıştır.

Sonuç

IŞİD, dini açıdan Sünni bir örgüt olarak kabul edilebilir, çünkü ideolojisi Sünni İslam’ın radikal bir yorumu olan Selefiliğe dayanmaktadır. Ancak, IŞİD’in Sünni İslam’a ve Sünni dünyasına karşı uyguladığı şiddet ve ideolojik sapmalar, bu örgütün Sünni toplumda geniş bir kabul görmediğini göstermektedir. Sünni müslümanlar, IŞİD’in şiddet ve mezhepçilik üzerine kurulu anlayışlarını reddetmekte ve İslam’ın barışçıl öğretilerine daha yakın bir yaklaşım sergilemektedir. Örgütün Sünni kimliği, daha çok ideolojik bir dayanak olarak kullanılmış ve İslam’ın temel değerleriyle örtüşmeyen radikal bir söylem halini almıştır. Bu bağlamda, IŞİD’in Sünni kimliği, geleneksel Sünni inançlar tarafından desteklenmeyen ve geniş kitlelerce dışlanan bir durumdur.